Chios’a Yoculuk

          İzmir yarımadasının bir parçası gibi duran ve yüksek ihtimal ile bir kaç yüz bin yıl önce Anadolu'dan ayrılmış izlenimi veren Chios adası, biz yakınlığı ile bilinen 12 adalardan birisi. Çok yakın olması bize ait olacağı anlamına gelmiyor tabi ki. Adanın tarihini okuduğumuzda 1000’li yıllardan itibaren Rum ve Hıristiyan nüfusun çoğunlukta olduğunu görmek durumu biraz değiştiriyor. Ceneviz ve Osmanlı egemenliğindeki yüz yıllar bu durumu değiştirmemiş. Yeni sınırların çizildiği ve imzaların atıldığı erken Cumhuriyet yıllarında, alınan karar sürdürülebilirlik açısından da oldukça mantıklı duruyor. Günümüzde ise Tükçe, adanın çektiği Türk turist sayısı nedeniyle en çok duyabileceğiniz dillerden.      
Siesta'nın yeri yok.
    Liman kenti Chios kapalı bir liman. Kalabalık nüfusu ve park sorunu  ile büyük şehir havasında. Mitilini'yi andıran havası mevcut. Ulaşım Çeşme Limanın'dan sağlanıyor. Arabalı vapurlar olduğu gibi, sadece yolcu taşıyan deniz otobüsleri de mevcut. 40 dakikalık bir yolculuk ile girdiğiniz limandan yaklaşık 30 dakika içinde şehre geçebilirsiniz.
Pirgi sokakları

         Biz adaya araçsız geldik, çünkü ada köy yolları dar ve kentte park büyük arabalar için sorun. 25-30 euro arasında günlük kira bedeli ile araç edinebilirsiniz. Nikos Vassilaki (+306948369550) ile araç işini çözebilirsiniz. Tüm ada için 50 euro’luk yakıt yetecektir. Ada da trafik düzenli, şehir dışı ana yol ve köy yollarında 60-70 km hızın üstüne çıkmanız zaten mümkün değil. Araçlar genel olarak  manuel vitesli. Önceden tercih belirtmelisiniz.

        Konaklama için Agia Fotini tercihimiz oldu. Yuvarlak taşlı plajı ve berrak denizi Gerçekten doyumsuzdu.Mutfaklı bir apart ile yemek sorununuzu kısmen kaldığınız yerde çözmenizi öneririm. Alış veriş için , hava alanı civarında marketler mevcut.
Mayra Volia plajı.
         Bu gezi için 5 gün ayırdık. Adayı sabah çevre kalabalıklaşma dan gezip, öğleden sonra 2-3 gibi dönüp deniz kıyısında bulunan apartımızda dinlenmeyi tercih ettik. 
        İlk gün aparta yerleştikten sonra, Chios’a dönüp kuzeye Laghada’ya kadar çıktık. Burası sevimli bir kasaba, balık ve meze için uygun yerler mevcut. Adanın önemli sembollerinde dört yel değirmeni bu yol üzerinde. Lafı açılmışken, adada porsiyonlar büyük. Yemekleri ona göre söyleyin. Ahtapot ve kalamar önceliğimiz oldu. Greek salatası ve bir kaç meze ile öğünü bitirebilirsiniz.  Mastello kızarmış bir peynir ve çok lezzetli, favaları karamelize soğan ile geliyor ve sıcak, boza kıvamında ancak lezzetli. Agia Fotini'de Skinos restoran ve diğer küçük koylarda Katarrakti ve Tsikoudo restoranları denenebilir. 
       Ertesi gün öğlen gibi çıkıp,   Pyrgi - Olimpoi - Mesta ve Mesta limanı güzergahını takip ettik.  Her üç şehir taş evleri ve kusursuz korumalı şehir planları ile bir dönemin zenginliğini taşıyor. Kent meydanlarında mola vermeniz için güzel kafeler mevcut. Mesta'da adaların en büyük kilisesini görmeniz mümkün. Taksiarhis kilisesi temiz ve detaylı bezemeleri olan bir kilise. Girişi ücretsiz. Bugün ayrıca Pyrgi'den sonra 2 km uzaklıkta bulunan Sakız Müzesine uğradık. Bu müze atlanmadan gezilmesi gereken bir müze. Bu hat ile yapamazsanız Emporios gezisinde de uğrayabilirsiniz. Mesta limanı ise frappe içip serinleyeceğiniz bakir bir liman. Dönüşü dağ yolları arasından Eleta ve Vessa üzerinden yapabilirsiniz.
Mesta Limanı

        3. günümüzü, birazda ada yollarına alışmanın verdiği rahatlıkla, Chios’un tam batı limanı olan Lithi kasabasına ve limanına ayırdık. Bu plajda çok Türk göreceksiniz. 2-3 saat geçirip bir şeyler yeyip, sığ ve kumlu plajında yüzebilirsiniz. Sanıyorum adanın en sıcak denizi burası. Aslında bu yolun dönüşü daha keyifli geldi bize. Biraz kuzeye çıkıp Avgonyma ( adanın terk edilmiş kaya köyü) köyüne çıkarak eşsiz güzellikteki mimariyi seyrettik. Restore edilmiş evlerde halen yaşayanlar mevcut. Dönüşte 1000 yıllık  Nea Moni manastırı gezilebilir.

Mesta sokak arası
       Yazının başında dediğim gibi Chios için en az yarım gün ayırmak gerekiyor. Chios'ta tarihi yerleri zamanınız varsa gezebilirsiniz. Osmanlı’dan kalma bir çok irili ufaklı mimari var. Eski kütüphanesi adanın tarihine ışık tutuyor, Girişi 2 euro. Siesta saati 14:00'te başlıyor ve 18:00'da bitiyor. Bu saatten önce gezinizi bitirmelisiniz. Zamanınız olursa kahvelerde bir şeyler içip yerli halkın, özellikle yaşlı nüfusun takıldığı, mezeler eşliğinde birer duble uzo’nun içildiği meyhanelerde, kaldırımlara dizili masalarda oturabilirsiniz.
Yaşlı erkelerin mekanı kahveler
    
 5.gün sabah erkenden yola çıkarak Emporios’a gittik. Bakir ve volkanik siyak gri taşları denizin rengini değiştirdiği gibi plajı da görkemli bir hale getirmiş. Bu güzel plajın adı Mayra Volia.
Yüz yaşına yakın bir asma.
       Adaya ilk defa gidip, beş gün kalarak tüm adayı gezmek tabi ki mümkün değil. Anlaşılan bu adaya bir kaç defa daha geleceğiz. Ancak ada şimdi olduğu gibi, doğal güzellikleri ve zengin kaynakları ile bir çok medeniyetin ilgisini çekmiş ve sömürge hayatı yaşamış. Köylerde gördüğümüz mimarinin ve yüksek duvarlarla çevrili büyük narenciye bahçelerinin asıl amacı aslında güvenlik.  

       Adanın geçmişi bence en iyi tanımlayan, görkemli taş evlerden oluşan köy ve kentlerinden ziyade, yüzlerce yıl yaşında zeytin ağaçları ve yüz yıllık asmaları. Buna bakarak, zeytin ağaçlarının ve asmaların yaşı ile toplumların gelişmişliği arasında bağlantı olduğunu söylemek yanlış olmaz.

        Binli yıllardan bu yana, işgale uğramış ve huzur bulamamış ada halkı, adeta zeytin ağaçları ve asmalar ile adaya kök salmış ve sahipliğini ilan etmiş.    

Yorumlar

Yorum Gönder