İzmir yarımadasının bir parçası gibi duran ve yüksek ihtimal ile bir kaç yüz bin yıl önce Anadolu'dan ayrılmış izlenimi veren Chios adası, biz yakınlığı ile bilinen 12 adalardan birisi. Çok yakın olması bize ait olacağı anlamına gelmiyor tabi ki. Adanın tarihini okuduğumuzda 1000’li yıllardan itibaren Rum ve Hıristiyan nüfusun çoğunlukta olduğunu görmek durumu biraz değiştiriyor. Ceneviz ve Osmanlı egemenliğindeki yüz yıllar bu durumu değiştirmemiş. Yeni sınırların çizildiği ve imzaların atıldığı erken Cumhuriyet yıllarında, alınan karar sürdürülebilirlik açısından da oldukça mantıklı duruyor. Günümüzde ise Tükçe, adanın çektiği Türk turist sayısı nedeniyle en çok duyabileceğiniz dillerden.
Siesta'nın yeri yok. |
Pirgi sokakları |
Biz adaya araçsız geldik, çünkü ada köy yolları dar ve kentte park büyük arabalar için sorun. 25-30 euro arasında günlük kira bedeli ile araç edinebilirsiniz. Nikos Vassilaki (+306948369550) ile araç işini çözebilirsiniz. Tüm ada için 50 euro’luk yakıt yetecektir. Ada da trafik düzenli, şehir dışı ana yol ve köy yollarında 60-70 km hızın üstüne çıkmanız zaten mümkün değil. Araçlar genel olarak manuel vitesli. Önceden tercih belirtmelisiniz.
Konaklama için Agia Fotini tercihimiz oldu. Yuvarlak taşlı plajı ve berrak denizi Gerçekten doyumsuzdu.Mutfaklı bir apart ile yemek sorununuzu kısmen kaldığınız yerde çözmenizi öneririm. Alış veriş için , hava alanı civarında marketler mevcut.
Mayra Volia plajı. |
İlk gün aparta yerleştikten sonra, Chios’a dönüp kuzeye Laghada’ya kadar çıktık. Burası sevimli bir kasaba, balık ve meze için uygun yerler mevcut. Adanın önemli sembollerinde dört yel değirmeni bu yol üzerinde. Lafı açılmışken, adada porsiyonlar büyük. Yemekleri ona göre söyleyin. Ahtapot ve kalamar önceliğimiz oldu. Greek salatası ve bir kaç meze ile öğünü bitirebilirsiniz. Mastello kızarmış bir peynir ve çok lezzetli, favaları karamelize soğan ile geliyor ve sıcak, boza kıvamında ancak lezzetli. Agia Fotini'de Skinos restoran ve diğer küçük koylarda Katarrakti ve Tsikoudo restoranları denenebilir.
Ertesi gün öğlen gibi çıkıp, Pyrgi - Olimpoi - Mesta ve Mesta limanı güzergahını takip ettik. Her üç şehir taş evleri ve kusursuz korumalı şehir planları ile bir dönemin zenginliğini taşıyor. Kent meydanlarında mola vermeniz için güzel kafeler mevcut. Mesta'da adaların en büyük kilisesini görmeniz mümkün. Taksiarhis kilisesi temiz ve detaylı bezemeleri olan bir kilise. Girişi ücretsiz. Bugün ayrıca Pyrgi'den sonra 2 km uzaklıkta bulunan Sakız Müzesine uğradık. Bu müze atlanmadan gezilmesi gereken bir müze. Bu hat ile yapamazsanız Emporios gezisinde de uğrayabilirsiniz. Mesta limanı ise frappe içip serinleyeceğiniz bakir bir liman. Dönüşü dağ yolları arasından Eleta ve Vessa üzerinden yapabilirsiniz.
Mesta Limanı |
3. günümüzü, birazda ada yollarına alışmanın verdiği rahatlıkla, Chios’un tam batı limanı olan Lithi kasabasına ve limanına ayırdık. Bu plajda çok Türk göreceksiniz. 2-3 saat geçirip bir şeyler yeyip, sığ ve kumlu plajında yüzebilirsiniz. Sanıyorum adanın en sıcak denizi burası. Aslında bu yolun dönüşü daha keyifli geldi bize. Biraz kuzeye çıkıp Avgonyma ( adanın terk edilmiş kaya köyü) köyüne çıkarak eşsiz güzellikteki mimariyi seyrettik. Restore edilmiş evlerde halen yaşayanlar mevcut. Dönüşte 1000 yıllık Nea Moni manastırı gezilebilir.
Mesta sokak arası |
Yaşlı erkelerin mekanı kahveler |
Yüz yaşına yakın bir asma. |
Adanın geçmişi bence en iyi tanımlayan, görkemli taş evlerden oluşan köy ve kentlerinden ziyade, yüzlerce yıl yaşında zeytin ağaçları ve yüz yıllık asmaları. Buna bakarak, zeytin ağaçlarının ve asmaların yaşı ile toplumların gelişmişliği arasında bağlantı olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Binli yıllardan bu yana, işgale uğramış ve huzur bulamamış ada halkı, adeta zeytin ağaçları ve asmalar ile adaya kök salmış ve sahipliğini ilan etmiş.
Binli yıllardan bu yana, işgale uğramış ve huzur bulamamış ada halkı, adeta zeytin ağaçları ve asmalar ile adaya kök salmış ve sahipliğini ilan etmiş.
Harika öz ve net.
YanıtlaSilTeşekkürler :)
Sil